Sunday, July 22, 2012

Fotoğraf izleyicisinin çıplaklıkla imtihanı ve bir adam kaçırma hikayesi

International Center of Photography'nin eski küratörlerinden Anne H. Hoy'un Fabrications: Staged, Altered, and Appropriated Photographs adlı kitabında okuduğum bir hikayeye göre Les Krims adlı kavramsal sanatçı "şahıs" tarihte adam kaçırmaya sebep olan tek fotoğrafa imza atmış. Tarihe adınızın bu şekilde düşülmesini geçtim, kaçırma olayında istenen fidyenin Krims'in fotoğraflarının duvardan indirilmesi olması normalde bu gibi kışkırtıcı fotoğraflara verilen tepkilerin çok ötesinde. 70'lerin başında Memphis'te gerçekleşen olaya göre Krims'in sergisinin yapıldığı galerideki görevlilerden birinin çocuğu kaçırılıyor ve fotoğraflar kaldırılmadığı sürece afacanın teslim edilmeyeceği söyleniyor. Ayrıca porno-karşıtı bir feminist grup da bir kaç yıl sonra yine Krims'in bir sergisindeki fotoğrafları parçalıyor ve üzerlerine çikolata şurubu döküyor. Tartışmalı fotoğraflar Krims'in sayfasından görülebilir.

70'lerin Amerika'sındaki tepki ile Türkiye ve başka yerlerdeki tepkiyi karşılaştıracak değilim ancak çıplak görselin fotoğraf olması durumunda verilen tepkilerin boyutlarının aynı memenin heykel ya da resimde görünmesi durumunda verilenlerden farklı olması bana hep ilginç gelmiştir. Hikayenin yer aldığı ve yukarıda adresini verdiğim sayfada görülen Polaroid'lerin -üzerinde yapılan oynamalardan dolayı- gerçekle pek bağı kalmamış olsa bile.

Saturday, July 14, 2012

Fotoğrafta rengin sembolik kullanımı / M. Çağatay Göktan

Kocaeli Üniversitesi Fotoğraf Bölümü'nden M. Çağatay Göktan'ın "Renk Unsurunun Fotoğraf Sanatında Sembolik Olarak Kullanımı" başlıklı makalesini keyifle okudum. Makalede verilen örnekler ve çeşitli düşünürlerden yapılan alıntılar savunulan fikirlerle çok iyi örtüşüyor ve fotoğraf eleştirisinde de yararlanılabilecek kavramlar. En azından eleştiri konusunda altın kesim ya da denge gibi modernist ölçütlerin dışına çıkmamıza yardımcı olacak bilgiler. Türkiye'de bu gibi teorik konularda ya pek kaynak yok ya da benim gibi herhangi bir Güzel Sanatlar bölümüne yolu düş(e)memiş kişilerin karşısına pek çıkmıyor. Dernek ya da atölye çalışmalarında bu konularda tek tük eğitimlere rastlasam da günlük sohbetlerimizde fotoğraf makinesi fetişizminin dışına pek çıkamıyoruz ne yazık ki. Renk sohbetlerimiz de "ne güzel kırmızı"nın ötesine ve bu gibi göndermelere geçemiyor. O yüzden bu gibi makaleleri bulduğum zaman gerçekten mutlu oluyorum. Var mıdır sizin bu konuda bildiğiniz başka yazılar? Bu makalenin kaynakçasındakileri göndermeyiniz, yakalarım, sonra bilemedim göremedim olmasın. Afiyetle efendim,

Renk Unsurunun Fotoğraf Sanatında Sembolik Olarak Kullanımı

Thursday, July 12, 2012

Bir ruhsal boşluk dolgusu olarak sanat eseri

Sanat Dünyasında Yedi Gün adlı kitabını okumak için sabırsızlandığım Sarah Thornton Economist'te yayınlanan makalesinde  şöyle demiş,

Buying art doesn’t just offer a sense of community, it engenders feelings of victory, cultural superiority and social distinction. Some say that it even fills a spiritual void. The term most commonly used by collectors, however, is that buying art gives them a “high”.

Yani sanat eseri satın almak sadece bir topluluğa aitlik hissi vermekle kalmıyor; zafer, kültürel üstünlük ve sosyal ayrıcalık hissi uyandırıyormuş. Bazıları bunun ruhsal bir boşluğu doldurduğunu bile söylüyormuş. Sanat eseri satın alanlar tarafından çok sık kullanılan bir deyim ise sanat eseri almanın satın alana "yükseklik" kazandırmasıymış. Makalede açık artırma ile değil de bir sanat fuarından eser almanın "zorluklarından" da bahsediliyor, eserle ilgilenenlerin birden fazla olması durumunda isim yazdırdıkları bir listenin oluşturulması ve bu listeden "eseri satmanın prestijli olacağı düşünülen" alıcının seçilmesi söz konusuymuş. Aslında prestij kelimesi geçmiyor makalede ama eserin yeni evinin hangi koleksiyon ya da müze olacağı en azından eserin fiyatı kadar önemli olsa gerek. Zira olayın geçtiği zaman haberde yazmamakla birlikte Harry Potter arkadaşımız bir resim satın almak istediği Freize Sanat Fuarı'nda "daha prestijli bir alıcı beklendiği" sebebiyle reddedilmiş (bknz. Radcliffe rejected by a frosty Frieze dealer). Herif zaten ergen, büyük ihtimalle kimsenin onu anlamadığını falan düşünüyor, bir de üstüne bu olay, çok yazık. Thornton'un makalesi bağlamında buradaki ikileme de dikkatinizi çekmek istiyorum. Çocuk burada sanat eseri alarak sanata meraklı selebritiler kervanına katılmaya çalışırken prestijin yok diyorlar sanat eseri vermiyorlar, tam bir paranla rezil olma durumu, esef verici.